Sepet
Sepetiniz boş.
© 2019 Maruderm. Tüm hakları saklıdır.
Hormonal sivilce, hormon düzeylerindeki dalgalanmalar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Özellikle testosteron ve östrojen hormonlarında görülen değişimler, hormonal sivilce oluşumunun kaynağı olarak görülmektedir. Hormon düzensizlikleri nedeniyle yağlanan cilt, sivilce oluşumuna açık bir hale gelmektedir.
Ergenlik ve hamilelik gibi hormonsal dengesizlik dönemlerinde, sivilce artışı yaşanmaktadır. Bu durumun nedeni, salgılanan hormonların normal seyrinin bozulması olarak gösterilmektedir. Ergenlik dönemi; hormon dengesinin aşırı düzeyde hasar almasına neden olarak, cildin doğal yağ dengesini bozmaktadır.
Yağ dengesi bozulan ciltler, sivilce ve siyah nokta oluşumuna açık hale gelmektedir. Dış etkenlerle cilde yapışan kir ve bakteriler, hormon dengesizliği neticesinde oluşan yağlanma ile birleşerek sivilce öbekleri oluşturmaktadır. Bu durum kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Özellikle regl ve hamilelik gibi hormonsal dengesizliklerin baş gösterdiği dönemlerde, cilt dengesinin bozulması nedeniyle sivilce oluşumu meydana gelmektedir. Hormon dengesizliği nedeniyle, cilt yüzeyinde çıkan akne ve sivilce; kişilerin stres dolu günler yaşamasına neden olmaktadır.
Kadınların cilt yüzeyi; yumurtlama döneminden beş gün önceye kadar büyük ölçüde yağlanmaktadır. Bu durumun nedeni regl döneminde değişen testosteron seviyeleri olarak gösterilmektedir. Bazı kişiler, oluşan yağlanma nedeniyle sivilce oluşumu gibi olumsuz durumlar yaşamaktadır.
Regl dönemi ile yağ hücrelerinin aktif hale gelmesi, sebum üretiminin hızlanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, cilt yağlanması ve hormonal sivilceler gibi olumsuz durumlar ortaya çıkabilmektedir. Değişen hormon seviyeleri de hormonal sivilcelerin kaynağını oluşturmaktadır. Uzmanlar tarafından belirlenen hormonal sivilce nedenleri şu şekilde sıralanmaktadır:
Vücut sisteminin oluşturduğu hormonal dalgalanmalar, bazı hastalıklara yol açabilmektedir. Bu hormonal hastalıkların çoğu, sivilce oluşumu ile birlikte ilerlemektedir. Örneğin Polikistik Over Sendromu; kadınların yumurtalıklarında kist oluşması nedeniyle, sivilce oluşumuna sebebiyet vermektedir.
Uyku düzensizliği ve yetersiz beslenme gibi durumlar da hormonal dengesizliklere neden olabilmektedir. Kişilerin cilt problemlerini en aza indirmesi için düzenli bir şekilde uyuması ve bol bol su içmesi gerekmektedir. Yeterli düzeyde vitamin ve mineral takviyesi alınması da, cilt sorunlarının önüne geçebilmektedir.
Hormonal sivilcelerin kaynağı, genellikle genetik yatkınlık olarak gösterilmektedir. Hormon bozukluğuna sahip olan bireylerin, çocuklarına da bu bozukluğu aktardığı bilimsel araştırmalar sayesinde kanıtlanmıştır. Genetik yatkınlık nedeniyle oluşan sivilceler, kişilerin yaşam kalitesini büyük ölçüde etkilemektedir.
Hormon bozukluğunun ve hormonal sivilcelerin bir diğer kaynağı; stres olarak gösterilmektedir. Stres, salgı bezleri de dâhil olmak üzere tüm vücut sistemini olumsuz yönde etkilemektedir. Stres düzeyinin optimize edilemediği durumlarda, cilt yüzeyi sivilce oluşumuna açık hale gelmektedir.
Sivilce oluşumunun bir diğer kaynağı ise düzensiz beslenme alışkanlıklarına sahip olmaktır. Aşırı yağlı gıdaların sıklıkla tüketilmesi, gazlı içecek ve katkı maddesi içeren ürünlerin beslenme rutininde yer alması; akne oluşumuna sebebiyet vermektedir.
Akne oluşumunun engellenmesi için yapılması gereken ilk şey, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi olmalıdır. Bilimsel araştırmalar, sağlıksız beslenme düzenine sahip olan kişilerin akne oluşumuna daha açık hale geldiğini kanıtlamaktadır.
Hormon bozukluğu, sivilce oluşumunun en temel nedenleri arasında yer almaktadır. Hormon bozukluğunun oluşturduğu hastalıklar, cilt kuruluğu ve akne oluşumu gibi problemlerin oluşmasını hızlandırmaktadır. Cilt bakımı eylemlerinin yeterli düzeyde yapılmaması, hormon bozukluğunun oluşturduğu olumsuz sonuçları arttırmaktadır.
Ergenlik, hamilelik ve regl gibi dönemsel durumlar, hormonal bozukluklara sebebiyet vermektedir. Ergenlik döneminde oluşan hormonal dengesizlikler, hem kadınların hem de erkeklerin en büyük problemleri arasında yer almaktadır. Ergenlik dönemine girilmesiyle, kadınlarda ve erkeklerde görülen sivilce oluşumu, genellikle dönemin sonuna gelindiğinde azalmaktadır.
Hormonal sivilcelerin azaltılması için, uzman cildiye doktorlarından yardım almak gerekmektedir. Hormonal sivilcelerin kaynağı genetik faktörler ve hormonal dengesizlikler olması nedeniyle, doktor kontrolünde ilaç kullanmak sivilce oluşumunun önüne geçebilmektedir.
Hormonal sivilce tedavisi; retinoid, antibiyotik, benzoil peroksit ve azelaik asit içeren ilaçlar ve kremler kullanılarak yürütülmektedir. Bu ilaç ve kremlerin düzenli bir şekilde önerilen ölçülerde kullanılması, uzun vadede kalıcı sonuçlar vermektedir.
Özellikle ağrı yapan ve kişiyi büyük ölçüde rahatsız eden iltihaplı sivilceler, ilaç veya krem kullanımı dışında herhangi bir yöntemle kolay kolay geçmemektedir. Klinik ortamda üretilen sivilce karşıtı tonik ürünleri, iltihaplı sivilcelerin hızlı bir şekilde geçmesine olanak tanımaktadır.
Hormon bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlar da sivilce oluşumunun azalmasında etkili olmaktadır. Akne oluşumuna sebebiyet veren hormonal hastalığın tedavi edilmesi, cilt sağlığı da dâhil olmak üzere pek çok vücut sisteminin normal fonksiyonlarına kavuşmasına olanak tanımaktadır.
Hormonal sivilceler, doğal tedavi yöntemleriyle azaltılabilmektedir. Bu doğal yöntemlerden bazıları; cildin düzenli bir şekilde temizlenmesi, günlük olarak nemlendirilmesi ve makyaj ürünü kullanımının azaltılması olarak sıralanmaktadır. Kirli ve gözenekli yapıya sahip olan ciltlerin, akne oluşumuna yatkın olduğu görülmektedir. Hormonal sivilcelerden doğal olarak kurtulma yollarını maddelemek istersek:
Henüz Yorum Eklenmemiş.
Kuru cilt yapısına sahip olan kişiler; yaygın görülen cilt problemlerini daha sık yaşamaktadır. Soğuk hava ve güneş ışınları gibi faktörlerden daha fazla etkilenen kuru cilt, kişilerin günlük yaşam kalitelerini büyük ölçüde düşürmektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip olmak ve günlük olarak en az iki litre kadar su içmek; cilt kuruluğu problemlerinin azalmasına yardımcı olmaktadır.
Vücudun belli bölgeleri diğer kısımlara oranla yağlanmaya daha yatkındır. Karın çevresi, basen ve kol bölgeleri yoğun yağ birikimi olan bölgelerdir. Bu bölgelerde zayıflama ve incelmeyi sağlamak için pek çok yöntem kullanılmaktadır. Soğuk lipoliz, liposuction, radyo frekans, mezoterapi, karboksiterapi, ultrashape bu yöntemlerden bazılarıdır. Yalnızca diyet yaparak bölgesel yağ yakmak mümkün değildir. Kişiye özgü bir diyet, egzersiz programı ve bölgesel incelme uygulamaları yardımıyla lokal yağlanmadan kurtulmak mümkündür.
Cilt bakımı, cildin ihtiyaç duyduğu bileşenlerin cilde nüfuz etmesini sağlayarak; sağlıklı, canlı ve parlak bir cilt görünümüne kavuşmaya yardımcı olmaktadır. Medikal olarak ya da evdeki ürünlerle uygulanabilen cilt bakımları, doğru ve düzenli bir şekilde yapıldığında etkili sonuçlar vermektedir. Medikal işlemler, özel solüsyonlar ve ileri teknoloji ürünlerle uygulanırken evde yapılan cilt bakımlarında çeşitli bakım ürünleri kullanılmaktadır. Cilt bakımı fiyatları da yapılan uygulamaya ve kullanılan ürünlere göre değişiklik göstermektedir.
Kaş dökülmesi dönemsel ya da sürekli olarak görülebilen bir cilt problemidir. Oluşum şekline ve sürecine göre kendi kendine düzelebildiği gibi tedavi süreci de gerektirebilmektedir. Hormonal dengesizlikler, yanlış beslenme, menopoz, stres ve buna benzer pek çok etken kaş dökülmesine neden olabilmektedir. Genel olarak evde uygulanabilen yöntemlerle tedavisi mümkündür. Sarımsak, zeytinyağı, badem yağı, hindistan cevizi yağı, aloe vera jeli ve c vitamini gibi pek çok içerik kaşların gürleşmesine, sıklaşmasına ve uzamasına katkı sağlamaktadır.
Cilt bakım ampulleri, ciltte aniden ortaya çıkan problemlerin kısa sürede çözülmesi için kullanılan yoğunlaştırılmış minik serumlardır. Pek çok cilt probleminde etkilidir. Hızlı sonuçlar vermektedir. Özellikle cildin yenilenmesi, yaşlılık belirtilerinin ortadan kalkması ve cilt bariyerinin yenilenmesi için kullanılmaktadır. Haftada birkaç kez ya da ayda birkaç kez olacak şekilde dairesel hareketlerle masaj yapar gibi uygulanmaktadır.
Cilt bakımı; cilt tipine uygun ürünlerle cildin temizlenmesi ve nemlendirilmesi işlemidir. Cilt bakımı yapılırken dikkat edilmesi gereken pek çok husus bulunmaktadır. Bilinçsizce yapılan cilt bakımı faydadan çok zarara yol açmaktadır. Bu nedenle cilt analizi yapıldıktan sonra uygun ürünler seçilmesi ve işlem sırasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Düzenli olarak güneş kremi kullanmak, makyajla uyumamak ve cildin temiz ve nemli kalmasına önem vermek cilt bakım rutininin en önemli adımları arasında yer almaktadır.
Cilt bakım rutini, kişilerin cilt yapılarına uygun olan ürünleri düzenli olarak kullanmaları olarak tanımlanmaktadır. Cilt bakım rutinin, doğal ve besleyici ürünlerle yürütülmesi; cildin uzun vadede daha sağlıklı ve genç görünmesine yardımcı olmaktadır. Temizleme, tonik, peeling ve serum basamaklarından oluşan cilt bakım rutini; kişilerin özgüven kazanmasına ve ruhsal anlamda daha iyi hissetmesine olanak tanımaktadır.
Tırnaktaki renk değişikliği; çeşitli dış etkenler nedeniyle ortaya çıkabileceği gibi bazı kronik hastalıkların da habercisi olabilmektedir. Özellikle kalsiyum ve çinko gibi kemik ve tırnak yapısı üzerinde etkili olan minerallerin, vücut bünyesine yeteri kadar alınmaması da; tırnak yüzeyindeki renk değişikliğine sebebiyet vermektedir. Tırnak yüzeyinde morarma, sararma veya kızarma ile süregelen bu rahatsızlığın; uzman bir doktor tarafından detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.
Sebum, vücut sistemlerinin tümünde üretilmekte ve cilt yüzeyinin dış etkenlere karşı daha dayanıklı olmasına yardımcı olmaktadır. Çeşitli nedenlerle dengesizleşen sebum üretimi, kişilerin cilt ve saç yağlanması gibi olumsuz problemleri daha sık yaşamasına neden olmaktadır. Sebum üretiminin dengelenmesi için sağlıklı beslenme alışkanlıklarına geri dönülmesi ve düzenli olarak cilt bakımı yapılması gerekmektedir.
Simmondsia chinensis bitkisinin özlerinden elde edilen jojoba yağı, cilt ve saç yapısı üzerindeki iyileştirici etkisi nedeniyle; güzellik sektörünün vazgeçilmez ürünleri arasında yer almaktadır. Jojoba yağının saça faydaları; saç kepeğini azaltma, saç tellerini onarma, saç dökülmesini en aza indirme ve saç tellerinin parlaklığını arttırma olarak sıralanmaktadır. Saç bakım ürünü olarak kullanılan jojoba yağı, kişilerin daha dolgun ve hacimli saçlara sahip olmasına yardımcı olmaktadır.
Saç vitaminleri, ideal kalınlıkta ve ışıldayan yapıda saç tellerine sahip olmanın altın anahtarı olarak görülmektedir. Saç bakımı için vitamin ve mineral takviyesi almak, kişilerin daha canlı ve gür saçlara sahip olmasına yardımcı olmaktadır. Doğal besinler veya takviye ürünler aracılığıyla vücuda giren; A, E, C, H ve B12 vitaminleri, saç sağlığının gelişmesine katkı sağlayan vitaminler olarak sıralanmaktadır.
Kaş pudralama, güzellik uzmanları tarafından uygulanan ve kişilerin daha dolgun kaşlara sahip olmasını sağlayan bir tekniktir. Bu işlem; kaş derisinin en üst tabakası olan epidermise, bitkisel bir boya enjekte ederek yapılmaktadır. İşlem esnasında kullanılan mikro iğneler, kaş dokularına hiçbir şekilde zarar vermemektedir. Son derece kolay, hızlı ve zararsız bir işlem olan kaş pudralama; kişilerin doğal kaş görünümünü, kalıcı bir şekilde elde etmelerine olanak tanımaktadır.
Maruderm Blog; cilt, saç ve tırnak bakımı hakkında pek çok güzellik tüyosunu kullanıcılara sunmak amacıyla içerik üretmektedir. Doğanın saf ve eşsiz güzelliklerini cilt bakım sektörüyle buluşturan Maruderm, tamamını Fransa'dan getirdiği hammaddelerle cilt bakım ürünleri ve yüz serumları hazırlamaktadır.
Cilt bakımı hem kadınlar hem de erkekler açısından büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı ve canlı bir cilt görünümüne sahip olmak için dikkat edilmesi gereken cilt bakım tüyoları şunlardır:
Dört mevsim boyunca gündüz saatlerinde dışarı çıkmadan önce güneş kremi kullanılmalıdır. Bakım gece saatlerinde yapılıyor ise nemlendirme adımıyla sonlandırılmalıdır.
Yorum Yapın
Lütfen zorunlu alanları doldurunuz. *