Sepet
Sepetiniz boş.
© 2019 Maruderm. Tüm hakları saklıdır.
Mevsim değişiklikleri, kimyasal maddeler, stres ve iş yoğunluğu; saç yıpranmasına neden olan faktörler olarak sıralanmaktadır. Yıpranmış ve yanmış saçlar; cansız, mat, kırılgan ve sağlıksız görünmektedir. Saç yıpranması nedeniyle oluşan anormal saç görüntüsü, kişilerin ruh durumu üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır.
Saç uçlarındaki çatallaşma, saçların dökülmesi ve saç kepeği oluşumu; saçların yıpranmış olduğunu göstermektedir. Saç yıpranmasının birçok farklı nedeni olabilmektedir. Boya ve saç açıcı gibi kimyasal maddeler, saç yıpranmasının en önemli nedenleri arasında yer almaktadır.
Yanan veya yıpranan saçların, hızlı bir şekilde onarılması ve dikkatli bir şekilde tedavi edilmesi gerekmektedir. Özellikle açıcı veya boya nedeniyle yanan saçlar, hızlı bir şekilde onarılmadığı takdirde; teller halinde kopup düşmektedir. Bu olumsuz sonuçların ortaya çıkmaması adına, onarım sürecinin hızlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.
Hemen hemen herkes, saçlarının bazı dönemlerde daha hassas olduğunu ve daha fazla döküldüğünü fark etmektedir. Bu durum özellikle kış aylarında yaşanmaktadır. Çünkü soğuk hava, saçların hızlı bir şekilde yıpranmasına ve bu bağlamda hasar almasına neden olmaktadır. Soğuk hava ve ayaz nedeniyle, saç uçları kırılmakta ve saç telleri kopup düşmektedir.
Yıpranmış saç, yanan saç ile aynı yapıya sahip değildir. Bazı işlemler neticesinde yıpranan saçlar, aynı işlemlere ısrarla devam edildiği takdirde yanabilmektedir. Ancak, örneğin rüzgâr ve güneş gibi dış etkenler saç yıpranmasına neden olurken, saç yanması gibi bir duruma yol açmamaktadırlar. Saç yanması genellikle kimyasal işlemler neticesinde gerçekleşmektedir.
Stres ve yoğun çalışma düzeni, saç yıpranmasının bir diğer nedeni olarak gösterilmektedir. Yoğun bir hayata sahip olan kişilerin, saç kırılması ve saç dökülmesi gibi olumsuz durumları daha fazla yaşadığı söylenmektedir. Özellikle yoğun iş hayatı nedeniyle saçlarına yeterli düzeyde bakım yapamayan kişiler, saç yıpranmasının olumsuz sonuçlarına daha fazla maruz kalmaktadır.
Saç yıpranması, boya ve açıcı gibi kimyasal maddelerin aşırı kullanımı nedeniyle de oluşabilmektedir. Özellikle saç açıcı ürünler, içerdikleri yoğun kimyasal maddeler nedeniyle; saçların anında yanmasına ve geri dönüşü olmayacak şekilde hasar almasına yol açmaktadır.
Boya işleminin sürekli tekrar etmesi de saç yıpranması ve saç yanması durumlarının, nedenleri arasında yer almaktadır. Saçlarını sürekli boyayan ve saç tellerinin hava almasını engelleyen kişiler, saç dökülmesi ve saç kırılması gibi olumsuz durumları daha sık yaşamaktadır.
Perma ve röfle gibi yoğun ısı içeren işlemler de, saçların ciddi düzeyde yanmasına yol açmaktadır. Perma ve röfle işlemlerinin sonucunda yorulan saçın; dinlendirilmesi, nemlendirilmesi, beslenmesi ve titizlikle korunması gerekmektedir. Aksi takdirde dökülme gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.
Kişilerin saçlarının yandığını veya yıprandığını anlaması için özel bir çaba göstermelerine gerek yoktur. Kırılan, dökülen, en ufak temasta kopan, kepek barındıran ve sık sık elektriklenen saçlar; büyük olasılıkla yıpranma durumu yaşamaktadır. Yastığa dökülen kırılmış veya kopmuş saçlar, saç yıpranmasının diğer belirtileri arasında yer almaktadır.
Saç yanmasının en büyük belirtisi ise saçların ıslakken oluşturduğu garip görüntüdür. Kimyasal işlemler neticesinde yanan saçlar, ıslak durumdayken çekildiğinde hızlı bir şekilde kopmaktadır. Bu kopma durumu, saçın her noktasında yaşanmaktadır ve saç fazla derecede sağlıksız görünmektedir. Yanan saçlar, en ufak temasa dahi çok fazla hassasiyet göstermektedir.
Renk açıcı ürünler nedeniyle yanan saçlar, oldukça sağlıksız görünmekte ve kişilerin yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürmektedir. Yanlış ürün ve fazla miktarda açıcı kullanımı, saçların yanmasına neden olmaktadır. Böyle bir durumla karşı karşıya gelen kişilerin, saç onarma işlemlerine başvurması gerekmektedir.
Sarımsaklı şampuanlar, oksijen suyu ile yanan saçların onarılmasına yardımcı olmaktadır. Bununla beraber, saçlara duş sonrası zeytinyağı maskesi uygulamak da, kimyasal ürünler nedeniyle oluşan yanıkları onarabilmektedir. Aynı şekilde argan yağı ve aleovera saç maskeleri de saçların dinlenmesine ve onarılmasına yardımcı olmaktadır.
Saçların çeşitli nedenlerden dolayı yanması, saç yapısının normal fonksiyonlarını bozmaktadır. Yanan saçlar bir şekilde uzamaya devam etmektedir fakat eski hızında ve eski kalitesinde uzamamaktadır. Bu durumun nedeni saç kimyasının çeşitli işlemler nedeniyle bozulması ve eski işlevlerini yerine getirememesidir.
Normal şartlarda ayda 2 – 3 cm kadar uzayabilen saçlar, yanma nedeniyle üç ayda 2 – 3 cm uzayabilmektedir. Bu durum kişiler için ciddi düzeyde rahatsız edici olmaktadır. Ancak saç yapısı zamanla kendini yenilemekte ve saçlar daha hızlı bir şekilde uzamaktadır. Bu sürecin daha hızlı geçmesi için saç bakım ürünlerinden yararlanmak gerekmektedir.
Yıpranan veya yanan saçların hızlı bir şekilde onarılması için, saç bakım rutinlerinin zenginleştirilmesi gerekmektedir. Özellikle yanan saçlar, kötü görünümleri nedeniyle hızlı bir şekilde onarılmalıdır. Yıpranan veya yanan saçlar için önerilen uygulamalar şunlardır:
Henüz Yorum Eklenmemiş.
Saç bakımı; sağlıklı ve güzel saçlara sahip olmak için düzenli olarak yapılması gereken bir işlemdir. Nemini kaybetmiş, kırılmış, yıpranmış, cansız ve mat görünen saçların onarılması için pek çok farklı bakım yöntemi kullanılmaktadır. Saçların düzenli olan kestirilmesi ve haftada 2-3 defadan fazla olmayacak şekilde ılık su, tuz ve sülfat içermeyen şampuanla yıkanması etkili bir bakımın ilk adımlarını oluşturmaktadır. Sık yağlanan saçların sağlıklı bir görünüme kavuşması için kuru şampuanla yıkanması tavsiye edilirken; saça çok fazla ısı uygulanmaması, düzenli olarak nemlendirilmesi ve gerekli vitamin, mineral desteğinin sağlanması sağlıklı saçlara sahip olmanın en önemli adımları arasında yer almaktadır.
Lenf vücudun sıvı dengesini sağlayan renksiz bir sıvıdır. Bu sıvı bakteri ve yabancı hücreleri dokulardan uzak tutmaktadır. Lenfatik sistem ise bu sıvının dolaşımını sağlayan sistemdir. Bu sistem vücutta biriken ödemin atılması ve vücudun kendini yenilemesi için çalışmaktadır. Lenfatik drenaj masajı, lenf sistemini etkileyerek kan dolaşımının hızlanmasını sağlamakta ve vücuttaki toksin, bakteri ve ödemin daha hızlı atılmasına yardımcı olmaktadır. Lenf drenaj masajı, ayak parmaklarından başlayarak lenf sistemini takip etmekte ve kalbe doğru tek yönlü hareketlerle uygulanmaktadır. Faydaları sayılmakla bitmeyen bu masaj 2-3 günde bir uygulanabilmekte ve herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır.
Roza hastalığı; cilt yüzeyinde oluşan kızarıklık ve kaşıntı hissi gibi belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Kişilerin cilt lekesi problemlerine daha yatkın olmasına neden olan roza hastalığı, alerji veya stres kaynaklı gelişmektedir. Roza hastalığının kronikleşmemesi için mümkün olan en kısa sürede güvenilir bir dermatoloji uzmanından yardım almak gerekmektedir. Söz konusu hastalığın tedavisi, antibiyotik özeliği bulunan ilaç ve kremler yardımıyla yürütülmektedir.
Kuru cilt yapısına sahip olan kişiler; yaygın görülen cilt problemlerini daha sık yaşamaktadır. Soğuk hava ve güneş ışınları gibi faktörlerden daha fazla etkilenen kuru cilt, kişilerin günlük yaşam kalitelerini büyük ölçüde düşürmektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip olmak ve günlük olarak en az iki litre kadar su içmek; cilt kuruluğu problemlerinin azalmasına yardımcı olmaktadır.
Vücudun belli bölgeleri diğer kısımlara oranla yağlanmaya daha yatkındır. Karın çevresi, basen ve kol bölgeleri yoğun yağ birikimi olan bölgelerdir. Bu bölgelerde zayıflama ve incelmeyi sağlamak için pek çok yöntem kullanılmaktadır. Soğuk lipoliz, liposuction, radyo frekans, mezoterapi, karboksiterapi, ultrashape bu yöntemlerden bazılarıdır. Yalnızca diyet yaparak bölgesel yağ yakmak mümkün değildir. Kişiye özgü bir diyet, egzersiz programı ve bölgesel incelme uygulamaları yardımıyla lokal yağlanmadan kurtulmak mümkündür.
Cilt bakımı, cildin ihtiyaç duyduğu bileşenlerin cilde nüfuz etmesini sağlayarak; sağlıklı, canlı ve parlak bir cilt görünümüne kavuşmaya yardımcı olmaktadır. Medikal olarak ya da evdeki ürünlerle uygulanabilen cilt bakımları, doğru ve düzenli bir şekilde yapıldığında etkili sonuçlar vermektedir. Medikal işlemler, özel solüsyonlar ve ileri teknoloji ürünlerle uygulanırken evde yapılan cilt bakımlarında çeşitli bakım ürünleri kullanılmaktadır. Cilt bakımı fiyatları da yapılan uygulamaya ve kullanılan ürünlere göre değişiklik göstermektedir.
Kaş dökülmesi dönemsel ya da sürekli olarak görülebilen bir cilt problemidir. Oluşum şekline ve sürecine göre kendi kendine düzelebildiği gibi tedavi süreci de gerektirebilmektedir. Hormonal dengesizlikler, yanlış beslenme, menopoz, stres ve buna benzer pek çok etken kaş dökülmesine neden olabilmektedir. Genel olarak evde uygulanabilen yöntemlerle tedavisi mümkündür. Sarımsak, zeytinyağı, badem yağı, hindistan cevizi yağı, aloe vera jeli ve c vitamini gibi pek çok içerik kaşların gürleşmesine, sıklaşmasına ve uzamasına katkı sağlamaktadır.
Cilt bakım ampulleri, ciltte aniden ortaya çıkan problemlerin kısa sürede çözülmesi için kullanılan yoğunlaştırılmış minik serumlardır. Pek çok cilt probleminde etkilidir. Hızlı sonuçlar vermektedir. Özellikle cildin yenilenmesi, yaşlılık belirtilerinin ortadan kalkması ve cilt bariyerinin yenilenmesi için kullanılmaktadır. Haftada birkaç kez ya da ayda birkaç kez olacak şekilde dairesel hareketlerle masaj yapar gibi uygulanmaktadır.
Cilt bakımı; cilt tipine uygun ürünlerle cildin temizlenmesi ve nemlendirilmesi işlemidir. Cilt bakımı yapılırken dikkat edilmesi gereken pek çok husus bulunmaktadır. Bilinçsizce yapılan cilt bakımı faydadan çok zarara yol açmaktadır. Bu nedenle cilt analizi yapıldıktan sonra uygun ürünler seçilmesi ve işlem sırasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Düzenli olarak güneş kremi kullanmak, makyajla uyumamak ve cildin temiz ve nemli kalmasına önem vermek cilt bakım rutininin en önemli adımları arasında yer almaktadır.
Cilt bakım rutini, kişilerin cilt yapılarına uygun olan ürünleri düzenli olarak kullanmaları olarak tanımlanmaktadır. Cilt bakım rutinin, doğal ve besleyici ürünlerle yürütülmesi; cildin uzun vadede daha sağlıklı ve genç görünmesine yardımcı olmaktadır. Temizleme, tonik, peeling ve serum basamaklarından oluşan cilt bakım rutini; kişilerin özgüven kazanmasına ve ruhsal anlamda daha iyi hissetmesine olanak tanımaktadır.
Tırnaktaki renk değişikliği; çeşitli dış etkenler nedeniyle ortaya çıkabileceği gibi bazı kronik hastalıkların da habercisi olabilmektedir. Özellikle kalsiyum ve çinko gibi kemik ve tırnak yapısı üzerinde etkili olan minerallerin, vücut bünyesine yeteri kadar alınmaması da; tırnak yüzeyindeki renk değişikliğine sebebiyet vermektedir. Tırnak yüzeyinde morarma, sararma veya kızarma ile süregelen bu rahatsızlığın; uzman bir doktor tarafından detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.
Sebum, vücut sistemlerinin tümünde üretilmekte ve cilt yüzeyinin dış etkenlere karşı daha dayanıklı olmasına yardımcı olmaktadır. Çeşitli nedenlerle dengesizleşen sebum üretimi, kişilerin cilt ve saç yağlanması gibi olumsuz problemleri daha sık yaşamasına neden olmaktadır. Sebum üretiminin dengelenmesi için sağlıklı beslenme alışkanlıklarına geri dönülmesi ve düzenli olarak cilt bakımı yapılması gerekmektedir.
Maruderm Blog; cilt, saç ve tırnak bakımı hakkında pek çok güzellik tüyosunu kullanıcılara sunmak amacıyla içerik üretmektedir. Doğanın saf ve eşsiz güzelliklerini cilt bakım sektörüyle buluşturan Maruderm, tamamını Fransa'dan getirdiği hammaddelerle cilt bakım ürünleri ve yüz serumları hazırlamaktadır.
Cilt bakımı hem kadınlar hem de erkekler açısından büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı ve canlı bir cilt görünümüne sahip olmak için dikkat edilmesi gereken cilt bakım tüyoları şunlardır:
Dört mevsim boyunca gündüz saatlerinde dışarı çıkmadan önce güneş kremi kullanılmalıdır. Bakım gece saatlerinde yapılıyor ise nemlendirme adımıyla sonlandırılmalıdır.
Yorum Yapın
Lütfen zorunlu alanları doldurunuz. *